|
|
|
1924 yılında gerçekleşen nüfus mübadelesi 3 bölümden oluşmaktadır oluşum nedenleri yani sebepleri oluşumu ve olduktan sonrası yani dağılımı Öncelikle halk arasında oluşan iki kavram ayrıştırmasıdır muhacırmı mübadilmi ikiside aynı görünsede halbuki bambaşka 2 ayrı kavramdır muhacır dini dili için göç eden ailelere verilen isimdir peygamber efendimizde fakat mübadil bambaşka bir kavramdır dünyada ilk gerçekleştirilen etnikkökene kimliğe dayalı karşılklı nüfus mübadelesi ve devamında tüm her şeyleri paraları haricinde taşınmaz taşınır tüm mal varlığı bağındaki üzümü tarlasındaki mahsülüne kadar mübadeledir karşılıklı değiş tokuş anlamına gelir bu kavramın ayrılması gerekir muhacır kendi isteğiyle gerçekleştiriği göç anlamında kullanılır daha çok örneğin 1893 te balkanlarda çıkan ilk iç ayaklanmaya dayalı savaştan kaçış süreci 1912 1915 li yıllarda tasviye işlemeri gerçekleştirildikten sonraki geliş ve 1924 yılından sonra gerçekleştirilen Türkiye cumhuriyeti tarafından balkanlardaki kalan Türklerin kendi istedikleri taktirde ülkelerine kabulünü yapacakları göçlerdir Mübadeleyle çok farklı bir kavramdır muhacır kelimesi bu kelimenin üstüne basa basa durmamızın sebebi yanlış yorumlanmasını kesinlikle istemeyiz çünkü mübadil mübadele dendiği zaman çok farklıdır çünkü antlaşma neticesinde kanunlar nezaretinde gerçekleştirlen uluslar arası ülkeler kontrolünde tarafsız zorunlu haklarında dahilinde gerçekleştirilen bir mübadeledir bu bu sebepten dolayı bu kavramı ayrılmasınır asıl öncelik konu bu kelimelerin ayrıldığına dair kaynak olarak resmi gazetede yayımlanan 28/mart/1931 yılında yayımlanan resmi gazetedeki 1771 nolu kanunun 1 nci maddesinde sıralanmış vaziyettedir bir diğer ispatı ise 5/mayıs/1932 yılında yayımlanmış olan şurayı devlet kararının ilk paragrafıdır Ve ayrıca 1771 nolu kanunun 1 nci maddesinde bahsedilen gayrı mübadil kelimesi ise arap ülkelerinden suriyeden ıraktan arabistandan mısırdan mübadele edilmeden gelen aileler içinir Yukarıda belirtilmiş olan terimlerin ayrıştırılması çok önemlidir çünkü birbiriyle alakası olmayan 3 terimdir bu ve bu terimlerin farklı farklı oluşumları ve nedenleri vardır bu ülkenin en başlıca önemli olan uygulaması MÜBADELE ise bam başkadır BALKANLARDAKİ TÜRK TOPLULUĞU: 1400 lü yıllara dayanan bir hikayedir Osmanlı devleti döneminde büyük kısmı Konya karaman oğulları soyundan olan balkanlara doğru ele geçiriliş dönemdinde Osmanlının Konya karaman oğullarını çoğunun tabiri sürgün etti anlayışı bugün hala halk arasında mevcuttur fakat asıl Osmanlının gönderiliş amacı aile yapısına kültürüne ve dinine aşırı bağlı Türklüğü ecdatlarından öğrendiğinin dışında değiştirmeyeceğine inandığı için gönderdiğide ayrı bir teori konusudur ve balkanları ele geçirirkende sadece konyadan değil anadolunun çeşitli bölgelerinden beyliklerdende askerler aileler göndererek balkanlara türk kültürünü yaymak amacıyla gerçekleştirdiği bir stratejidir bu balkanlarda yaşayan Rumları Türkleştirmek Müslümanlaştırmak amaçları içerisinde yer almaktadır ve ordaki kültürü kendi kültürüne çevirmek içinde kız alıp vermeyide bir adet edinmiştir sebebi kendi kültüründen bir kadını onlara gelin verirse kendi aile yapılarını görme şansı ve içlerinde Türklere benzeyeceklerini düşünerek hareket etmiştir ve ayrıca Osmanlı tarafından desteklenmektedir balkanlarda yaşayan türk topluluğu sebebi de yukarıda yazdıklarımdır balkanlarda yaşayan ailelerin ordaki variyetleriyle sürdükleri cömert iyilik sever yaşam sayesindede Müslümanlığa ayrı bir sempati duyulacağına inanılmaktadır ve öylede oluşmaktadır ordaki variyetleri sayesinde balkanlarda Türklerin yeri ayrı bir konuma her geengün oluşmaktadır ve yükselmekte o topraklarıda elde etmektedirler sonrasında 1700 lü yıllara varan bir tapulama tarihinde Osmanlıda her kazanılan savaşta elde edilen ganimetten ziyade askerlerine kazandıkları savaşlarda yerleştikleri yerlerde kendi adlarına devlet bünyesinden ziyade kendi hakları gözetiminde toprak dağılımı gerçekleştirmektedir önceki politikanın dışında her askeri öz haklarının kendine ait olduğu toprakları kendi iradesi ile değerlendirme ekip biçme satma vs yapma düşüncesiyle tapu kadastrolamayı da gerçekleştirmiş bulunmakta bu sebepten dolayıda balkanlarda yaşayan Türklerin ve tabi Türkiye deki Rumlarında aynı şekilde olmasıyla kendi haklarını istedikleri şekillerde değerlendirme imkanıda sunmuş bulunmaktadır. Balkanlarda Türk topluluğu diye adlandırılan yazımız için Yukarıda yazılan bilgilerin doğruluğu tartışılabilir kaynak olarak gösterilebilecek pek kaynak mevcut değildir aksi bir sonuç kavramda oluşabilir çünkü halk arasında ve eskilerin anlattıklarıyla oluşturulan bir bilgidir MÜBADELENİN NEDENİ SEBEPLERİ: 1893 yılında balkanlarda çıkan ilk iç ayaklanma sonrasında Anadolu topraklarındada balkanlardaki ayaklanmanın ateşleri yakılmak istenmiştir ayaklanmanın sebebi Osmanlının Rumlara gösterdiği mütevazi baskısız sürdükleri ayrımcılıksız bir yaşam neticesidir ve hatta öyleki devletin yüksek mercilerine bile ulaşma imkanı sunmaktadır Rumlara fakat onların bu rahatlığı küstahlığa dönüşecek bir aşamaya çoktan gelmiştir bile bu sebepten dolayı 1893 yılında balkanlarda çıkan ilk iç ayaklanma sonrasında Anadolu topraklarındada ayaklanmalar iç çatışmalar gerçekleştirmişlerdir ve tabi sonrasındada Osmanlının istememense rağmen kimlik ayrımcılığı ortaya çıkmıştır ve bu ayrımcılı Osmanlı ilkinde Fransa destekli olmasına rağmen engellemiştir fakat sonrasında 1912 yıllarına kadar anadoluda ve balkanlardaki ayaklanma fransadanda ziyade ingiltereninde desteğiyle iyice ateşlenmiş ve kuvvetlenmiştir sonrasında Osmanlının yıkılış dönemi içerisinde olması sebebiylede tamamiyle mısırdada olduğu gibi toprak kaybına ve can kaybıyla neticelenen bir i savaş sonrasıda Osmanlı gittikçe zayıflamıtır (kaynak:devlet arşivleri.com yunan mezalimi adlı dosya ve ermeni meselesi) sonrasında Rumlar tarafından anadoluda ve balkanlardaki ayaklanmalar neticesindede Türkiye cumhuriyeti kurulumu için ilk adımlar 1912li yıllarda atılarak sınır çizgileri oluşturulmak için yine destekçi ülke Fransa ve ingilterenin tarafsız gözetmen olarak gözlemlerinde sınır çizgilerimiz oluşturulmuş ve Osmanlının balkanlardaki hükümdarlığının son bulmasından dolayı ve Müslümanların Osmanlının askerleri olarak tabir edilen halkın ordaki kaybının fazla olması ve balkan topraklarında Rumların çoğunluk olması sebebiyle iki ülke gözlemci nezninde düzenlenen 1912 yılından itibaren çalışmalarına başlanan anlaşma neticesindede mübadeleye karar verilmiştir fakat bu dünyada ilk gerçekleştirilen etnik kökene kimliğe dayalı ilk insan mübadelesi olacağından çok meşakatli ve uğraş getirecek bir karar olarak çalışmalara 1912 yılında başlanmıştır iki tarafta gerek türk nüfusu gerekse rum nüfusu çok büyük kayıplar vermiştir karşılıklı olarak gerek anadoludaki türk ve Rumlar gerekse balkanlardaki türk ve Rumlar bu çatışmanın etnik ayrımcılığın bedelini çok ağır ödemişlerdir buna son vermek içinde iki halkın bir arada yaşayamayacağı düşüncesiyle çizilen Türkiye sınırları çerçevesinde yunanistana ve ordanda buraya mübadeleye anlaşma ile karar verilmiştirsadece yunanistana selaniğe özgü bir anlaşma ve çalışma olmuştur öyleki bu çalışmanın 19 maddelik bir antlaşma neticesinde 1912 li yıllarda hazırlanarak mübadele edilecekleri tarihi bile konmuştur (kaynak:kendi dedelerime ait tavsiye talepnamesi dış ileri bakanlığında yayımlanan fakat şimdi bulunamayan 19 maddelik mübadele antlaşması) NÜFUS MÜBADELESİNİN OLUŞUMU : 1912 yılında devlet bünyelerine geçirilen topraklar her iki ülkede olduğu gibi mübadele edilecek halkın gayrı menkulleri ve taşınır derecede olan satılabilecek olan malları da eklenerek örneğin 5 kişilik bir aile ailede dede büyüktür dedenin çocukları ve torunları aile sayılarak hazırlanmıştır örneğin ahmetin 3 çocuğu var bunların 3 üde erkek ahmetin 3 çocuğunun eşleri ve çocukları bir aile sayılarak hazırlanmıştır o aile reisinde ahmette yani ölene dek tüm mal varlığı onun kontrolünde olur ve çocukalrıda onun kanatları altında bir hayat sürer nezamanki ölür işte ozaman ahmetin o 3 çocuğu kendi başına bir birey olarak Ahmet babalarından kalan malları paylaşarak aile olurlar bu şekilde bir tavsiye talepnameleri hazırlanmıştır her iki ülkedede hatta 1912 yılında elinde nekadar parası var onun bile kaydı ve ayrıca nekadar hayvanı var vs tüm kayıtları tutulmuştur sonrasında ise bu kayıtlar tutulurken gözetmen olan Fransa tarafından tayin edilen gözetmenler ve Yunanistan tarafında bir yunan birde türk ve birde mübadele komisyon üyesi tarafından gerçekleşmiştir bu kayıtlar titizlikle yapılan kayıtların yalan bir beyan vermemeleri için en ince ayrıntılarla kayıtları tutulmuş iki ülke arasındada bu kayıtlar büyük bir titizlik ile yapılmıştır sonrasında bu kayıtlar alınırken eğerki 1893 yılında yani 1912 yılından önce balkanlardan göç etmiş olan aileler ve efratlarının gayrımenkulleri var ise onlarda mübadeleden önce kendi haklarından feragat ederek gitmiş sayılacak ve devlet bünyesine geçirilirkende hiç kimsenin değilmiş gibisine kaydı tutulacaktır 1912 yılında tavsiye esaslarına istinaden kayıtları tutulan mübadillerin 1924 nüfus mübadelesini beklemeden sonrasında Türkiye topraklarına gelmesi sonucu mübadele komisyonunca 1912 yılında tutulan kayıtların 1924 yılında 2 nci teyidi sırasında eğerki tavsiye talepnamelerinin sahipleri bulunamadı göç esnasında gelmediyle o kişilerde mübadele edilmiş gibi gösterilerek tavsiye talepnameleri ile mübadele edildikleri esas alınacak fakat muhacır kağıdı düzenlenirkende 1905 nüfus sayımı göz önüne alınarak hazırlanacaktır sadece aile resisi yazılarak kaydı tutulacaktır sonrasında o aile reisi ve efradı bulunduğu taktirde aile efradlarını belirlemek içinse 1904 yada 5 te gerçekleştirilen nüfus sayımı göze alınarak yapılacaktır (kaynaklar : mübadele antlaşması tavsiye talepnamesi 1771 nolu kanun ) NÜFUS MÜBADELESİ 1340: Tüm hazırlıklar iki ülke tarafından tamamlandıktan sonra mübadele edilecek aileler askerler nezaretinde komisyon üyeleri gözetiminde mübadele edilecekleri limana toplanmaya başlanmıştır bu hazırlık uzun bir süre ve zaman almıştır hazırlıklar tamamlandıktan sonra tüm mübadiller taşınabilir eşyalarını almakta hür olmuşturlar fakat o dönemde taşına bilir eşyalarını hayvanlarını vs tüm mallarını ahırdaki hayvanı kilerdeki erzağı hasattaki mahsülü bunları alamadığında limanlara toplanırken bu konularda düşünülerek 3 köy aynı gemiyle aynı limandan kaldırılmak suretiyle hazırlıklar yapıldığından bu konuda mübadele komisyonu üyeleri tarafından teyitler tekrar eldeki tasviye talepnamesiyle alındı ve hatta bağdaki üzmü hasattaki mahsulü ahırdaki alamadığı hayvanlarının gasp edilmiş parası bile var ise şahitler beyanında o kafilenin başındaki gözetmen huzurunda teyidi alınarak hanelerine hazırlanmış olan tasviye talepnamelerine ve muhacır kağıdı diye adlandırılan gemiye bindirilirken kaç kişi olduklarını gösteren belgelerede eklenerek 4 nüsha hazırlanmıştır tavsiye talepnamesi 3 nüshadır biri tarafsız gözetmen olan fransaya diğeri yunanistana diğeri Türkiye cumhuriyeti meclisine. muhacır kağıdı 4 nüsha olarak tanzim edilmiştir biri mubadil olarak gelen aile reisine diğeri gözetömen olan fransaya diğeri Türkiye cumhuriyeti hükümetine diğeri yunanistana olmak üzre dağıtılmıştır ülke meclisi o tavsiye talepnamesi ni kişinin iskan edilecek yerin kaymakamına bildirecek şekilde bir yazı göndererek o aileye tanzim edilecek malların bildirgesi olarak dağılımıda yapılmak üzre hazır edecektir sonrasında mübadil kendine verilen belgeyle birlikte iskan edildiği yerin kaymakamına teyyid için başvurduktan sonrada iskan adı altında toprak dağılımı gerçekleşir ve mübadele edildiği ülkede ne kadar mal bıraktıysa iskan edildiği yerdede o miktarda toprak alır( kaynak yunan mezalimi kemal arı tarafından yayımlanan bir kısım çalışmaları resmi gazetede yapılan araştırmalar özellikle 1771 nolu kanun )gemiler ile Türkiye topraklarına iskan edilecekleri yerlere gitmek üzre getirilmişleridir ve bu limanlar karadenizden trabzondan giresundan sinoptan tokattan tüm Karadeniz kıyıların çoğu olmak üzre ve Marmara denizi ege ve tabi Akdeniz mersin limanı Antalya limanı bir çok yere dağılımları yapılmak üzre bir çok gemiyle her gemiye 3 köy konarak dağılımları yapılmıştır ve kanunar doğrultusunda titizlikle bbu mübadele sonucunda resmi kaynaklardan elde edilen rakamlar 600.000 Türk ve 1.200.000 rumdur (kaynak devlet arşivleri genel müdürlüğü:Yunan mezalimi ve ermeni meselesi adlı 2 yazı dizisi ) Yukarıda yazdıklarım oluşum ve nedenlerini kısa ve öz özetleyen bir anlatım şeklidir ilk yazılı yazımda balkanlardaki türkkler yazımın doğruluğu tartışılabilir fakat diğer yazdığım tüm metinlerimin doğruluğu tartışılamaz aksi sonuşlar veyahut öyle değil böyle yanlış biliyorsun tarzındaki tüm yorumların yazdıklarımın doğruluğunu kesinlikle kanunlar neticesinde ve göstergesinde ispatlarım yukarıdaki yazımın tüm fikri mülkiyeti ve tehlif hakları tarafıma ait olup başka bir noktada kaynak gösterilmeden asla yayımlanamaz yayımlandığı taktirde facebook aracılığıyla birlikte yargı yoluna başvurulacaktır tüm okuyucuların bilgisine sunarım
Kaynak: Facebook SELANİK MUBADİLLERİ TÜRKİYEDE KAÇ KİŞİYİZ HATTA DÜNYADA _?? |
|
|
|
|
|
|
Anadolu Çiçekleri
http://elevisli.tr.gg/ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|